Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 29 Eylül Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamada, evlerde israfın önüne geçmeyi sağlayacak önerilerde bulundu.
Kentleşme, ürün çeşitliğindeki artış, gıdaların satın alınması ve korunmasındaki bilgi eksikliği gibi nedenlerle dünyada ve Türkiye’de gıda israfı artış gösteriyor. 2021 Birleşmiş Milletler (BM) Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Türkiye’de de kişi başına 93 kilogram olmak üzere her yıl toplam 7,7 milyon tondan fazla gıda çöpe atılıyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2022 İsraf Raporu ise bu kaybın ekonomik boyutunu ortaya koyuyor. Buna göre yüzde 42’si evlerde olmak üzere yapılan gıda israfının 2021 yıl sonu itibarıyla maliyeti 15 milyar doları buluyor. Gıda israfına dikkat çekmek üzere Birleşmiş Milletler tarafından 2020 yılında ilan edilen 29 Eylül Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamada bulunan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, evlerde gıda israfını önleyecek önerilerde bulundu.
PROF. DR. YASEMİN AÇIK: “GIDA İSRAFI SOSYAL, ÇEVRESEL VE EKONOMİK SORUNLARA YOL AÇIYOR”
Gıda israfının sosyal, çevresel ve ekonomik sorunlara yol açtığına dikkat çeken Prof. Dr. Yasemin Açık, “BM verilerine göre dünya genelinde 828 milyon insanın açlıkla karşı karşıya olduğu dünyamızda her gün milyonlarca ton gıdanın israf ediliyor olması üzüntü ve endişe verici bir durumdur. Gıda israfı, açlıkla mücadelenin önündeki önemli engellerden birini oluşturuyor. En önemli konu hiç kuşkusuz insani boyut. Bununla birlikte yalnızca ülkemiz için bile milyarlarca liralık ekonomik kayıptan söz ediyoruz. Çevresel boyuta bakacak olursak, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 8 ila 10’unun tüketilmeyip israf edilen gıdalardan kaynaklı olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca gıda talebindeki bu artış, yeni tarım alanlarının açılması ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu durum da ormanlar ile otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesine sebep oluyor ve neticede ekolojik dengeyi de bozuyor. Çevre kirliliği ve tedarikteki zorluklar nedeniyle gıda güvenliğinde oluşan riskler de göz önüne alındığında, gıda israfıyla mücadelenin ne denli önemli bir konu olduğu ortaya çıkıyor” dedi.
“SOFRALARIMIZIN BAŞ TACINI İSRAF EDİYORUZ”
Meyve ve sebzenin yanı sıra en büyük gıda israflarından birinin ekmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Açık, “Ekmek, bizim yemek kültürümüzün en önemli unsurlarından biri, sofralarımızın baş tacı. Ancak araştırmalar, ülkemizde her gün 4,9 milyon ekmeğin israf edildiğini gösteriyor. Bu israf özellikle otel, restoran ve yemekhanelerde çok ciddi boyutlara ulaşıyor. Bu nedenle ev dışında yemek yediğimizde, o an tüketebileceğimizden daha fazla ekmeği tepsimize koymamalıyız. Evdeki ekmekleri de açıkta bırakmadan saklamalı, fazla ekmekleri poşetleyerek derin dondurucuda muhafaza etmeliyiz. Bayatlayan ekmekler ise fırında kurutularak galeta unu haline getirilebilir veya çorbalarda kullanılabilir. Ancak ekmek küflenmeden önce bu işlemlerin yapılması çok önemli. Çünkü küflü ekmek ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Çok önemli bir konu da ekmek ya da başka bir gıdada küf oluşmuşsa küflü kısmının atılması yeterli olmaz. Çünkü küflenme gıdanın bütününü olumsuz etkiler” dedi.
“İSRAFI ÖNLEME ALIŞVERİŞE ÇIKMADAN BAŞLIYOR”
Gıda israfı ile mücadelede her bireye önemli sorumluluklar düştüğünün ve çöpe atılan her gıdanın dünyaya zarar verdiğinin altına çizen Prof. Dr. Açık, evlerdeki gıda israfının önüne geçecek diğer önerilerini de şöyle sıraladı:
“Alışveriş yapmadan önce liste yapın ve mümkün oldukça o listenin dışına çıkmayın.
Alışveriş esnasında ürünün ambalajını dikkatle inceleyin. Bombe yapmış, delinmiş, yıpranmış, sızıntı olan ambalajlı gıdalar satın almayın.
Etiket okumayı alışkanlık haline getirin. Son kullanma tarihi yaklaşmış ürünleri, tüketebileceğinizden fazla miktardaysa satın almayın.
Et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerini buzdolabında, 0-4 derecede muhafaza edin. Tüketmeyeceğiniz et ürünlerini, birbirine temas etmeyecek şekilde derin dondurucuda muhafaza edin.
Artan yemeklerini buzdolabında saklayın. Tüketemediğiniz takdirde uygun kaplara alıp, derin dondurucuya yerleştirin.
Buzlukta muhafaza edeceğiniz gıdaların porsiyonlarını iyi ayarlayın. Çözülmüş gıdaların tekrar dondurulması sağlık açısından riskli olduğundan, bu gıdalar tüketilmediği takdirde israf olacaktır.
Kuru gıdaları karanlık, serin, kuru ve hava akımı olan bir yerde muhafaza edin.
Sebze ve meyveleri, buzdolabının bu gıdaları saklamak için ayrılmış bölümlerine yerleştirerek, uygun ısıda kalmalarını sağlayın. Kullanmadığınız kısımlarını kompost olarak değerlendirin.
Tüketmediğiniz, son kullanma tarihi geçmeyen ve sağlıklı olduğundan emin olduğunuz gıdaları çevrenizle veya gıda bankalarıyla paylaşın.
Çocuklarınıza küçük yaşlardan itibaren gıdayı israf etmemenin önemini anlatın.”
Kaynak: Elazığ Fırat